Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer’in yanı sıra Ayvalık Belediye Meclis Üyeleri, CHP Ayvalık İlçe Başkanı Ahmet Toker, Emek Partisi İlçe Başkanı Ömer Aslan ve Barış Platformu üyelerinden oluşan yaklaşık 100 kişilik topluluğun ellerinde siyah dövizlerle ‘Barış’ sloganlarıyla gerçekleştirdiği eyleme vatandaşlarda destek verdi.
Barış Platformu üyesi Gülistan Eryılmaz tarafından yapılan açıklamada, “Bu meydanda cinsel ayrım yok, Bu meydanda dinsel ayrım yok, Bu meydanda ırksal ayrım yok, Bu meydanda mezhepsel ayrım yok, Bu meydanda dil ayrımı da yok; Bu meydanda dünya barışını savunan, birbirini seven, saygı duyan ve barış için kaygı duyan insanlar var” denildi.
Açıklamada, “Bu şartlar altında, 01 Eylül Dünya Barış Günü’nü özellikle emperyalist güçlerin ülkemiz üzerinde ve dünyada oynadıkları oyunların sonucunda; katliamların, ölüm ve çatışmaların tüm ülkeyi sardiği bir ortamda karşılıyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Hükümetin yıllarca desteklediği ‘Ne istediler de vermedik’ dediği bir cemaatin devlet kademelerine nasıl yerleştirildiğini gördük. Başarısız darbenin püskürtülmesinin hemen ardından OHAL koşullarında yaşamaya mahkum edildik. Akan kan durmadığı gibi her gün yeni ölüm haberleri alıyoruz. Her an her yerde bir bomba patlama tehlikesi ile karşı karşıyayız. ‘Korkmayın’ , ‘Sokağa çıkın’ diyen hükümet yetkilileri yüzlerce koruma olmadan sokağa çıkamıyor. Bu çatışmacı ortamdan nemalanmaya çalışanları tarih asla affetmeyecektir.” İfadeleri yer aldı.
“ÜLKEMİZ BU TRAVMALARI YAŞAMAYA UZUN YILLARDIR MAHKUM EDİLMİŞTİR”
Türkiye 1970’li yıllardan itibaren on binlerce insanının hayatına mal olan çatışmalara sahne olduğunun belirtildiği açıklamada, “Toplumsal barış, telafisi zor yaralar aldı. Faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar, sivillerin hedef alındığı katliamlar ne yazık ki coğrafyamızı kasıp kavurdu. Binlerce köy boşaltılarak insanların çeşitli yerlere göç etmesine neden olundu. Türkiye ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda ciddi tahribatlar yaşadı. Savaşın maliyetini en iyi bilen, Türkiye toplumudur. Fakat ne yazık ki siyasi iktidarlar bu maliyetin boyutlarını önemsememeyi sürdürmektedirler. Bu durumda barış için mücadele edenlerin biraraya gelerek sesini yükseltmesi, savaşın değil barışın tek yol olduğunu göstermesi gerekiyor. Bizler ülkemizde ve dünyada barış dilinin hakim olması için her türlü hukuki ve demokratik mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız. Tüm siyasi kurumların ‘’Tek Yol Barış !’’ diyerek, ülkemizi bu ateş çemberinden kurtaracak mücadeleyi vermesi en başat görevidir.Yani ‘’Yurtta Barış , Dünyada Barış ‘’ demeyi ilk görev olarak görmesi gerekmektedir. Bu vesileyle ,Devletin ‘’1 Eylül Dünya Barış Günü’’nün ruhuna uygun olarak Ülkemizdeki ve Ortadoğu’daki kanlı çatışmaları sonlandıracak adımlar atmasını talep ediyoruz. Bunun yanısıra Türkiye siyasetinin de elini taşın altına koymasını ve somut adımlarla barış girişimlerini desteklemesini istiyoruz. İnsan hak ve hürriyetlerinin teminat altına alındığı, kişisel veya siyasi hırsların yeni çatışma ve savaşlara sebebiyet vermediği bir Türkiye ve dünya umuduyla birkez daha haykırıyoruz: “ denildi.
