GÜNÜMÜZ SİYASETİ, BİZİ BUNALIMA SOKTU
Enflasyon üzerine isot ekti. Milletin tebessüm edecek hali kalmadı. Bende düşündüm taşındım bugün sizleri şöyle Türk siyasetinin komik söylemleriyle oyalayayım dedim. Mizah dolu ama bazı mizahlar düşündürücü olur bizim siyasi mizahımızda bile bu özellik yoktur.
Mesela;
- ODUNU göstersem milletvekili yaparım. A.MENDERES
- Türkiye’de petrol vardı da tankere ağzımızı dayayıp biz mi içtik? DEMİREL
- Refah partisine çalışmazsan patates dinindensin. ERBAKAN
- Sen onu küçük TURGUT’a anlat…T.ÖZAL
- Sevgili Samsun’lular, mübarek ramazan olmasa da onun kadar mübarek olan kurban bayramınızı kutlarım. T.ÇİLLER
- “Burası sakatatçı dükkanı değil..” miting de Böbreğimi satışa çıkartan vatandaşa yanıt- ERDOĞAN
- Çankaya’yı artık bırakıyorum, hevesimi aldı. K.EVREN
- Kaybedersem RODOS’A kadar yüzerim…D.BAYKAL
- Arabayı öpeni öperim.. UNAKITAN
- OHH.OHH,OHH…S.SOYLU
- Bu meclisin yarısı hıyardır..Sözümü geri alıyorum bu meclisin yarısı aptal değildir. O.YÜKSEL SERDENGEÇTİ
- Powel’in ziyareti daha önce yapılsaydı iyi olurdu. Ancak bu ziyaret tam zamanında yapılmıştır. A.GÜL
- Aman ölme, bir oy bir oydur.. ERDAL İNÖNÜ
- Dün dündür, bugün bugündür..S,DEMİREL
- Demokrasilerde çare tükenmez. S.DEMİREL
- Ecevit’e oy vermeyin, verince de bana gelmeyin. DEMİREL
- Nerede bir zalim varsa onun yanında olacağız. DAVUTOĞLU
- Mersin, güneydoğunun merkezi haline geldi..KILIÇDAROĞLU.
- Cenabı Allah’ı size emanet ediyorum..ÇİLLER
- Haydar ALİ BEY..(Haydar Aliyev diyecekti) ÇİLLER
- Gökhun yazıtları..GÖKTÜRK yazıtları diyecekti) ÇİLLER
- Boğazlanan kaymakamı (Boğazlıyan kaymakamı) diyecekti ÇİLLER
- Samsun mitinginde “ futbol takımınızı birinci lige çıkarayım mı?” Samsun zaten birinci ligde oynuyordu…ÇİLLER
- Madımak katliamından sonra otelin etrafındaki vatandaşlarımıza bir şey olmadı. ERDOĞAN
- Çekici güç (çekiç güç) diyecekti .ÇİLLER
- Erken seçim olsaydı.2084’e kadar iktidarda kalacaktık ECEVİT
- Mum söndü oynuyorlar.. (Aydınlık için bir dakika eylemi için) ŞEVKET KAZAN
- Bu işi çözemezsem bana başbakanlık haram olsun. (Susurluk olayı sonrası) MESUT YILMAZ
- BEN başbakan olacağım AKŞENER
- Satıyoruz satıyoruz bitmiyor. Ne komünist ülkeyiz yahu..UNAKITAN
- Babalar gibi satarız. UNAKITAN
- Ergenekon’un avukatıyım…. D.BAYKAL
- Namlusunu millete çeviren tanka selam durmam..M.YAZICIOĞLU
- Bu küresel kriz inşallah bizi teğet geçer..ERDOĞAN
- Onuncu yıl marşı okumakla, Türkiye raylarla döşenmiyor ERDOĞAN
- Peres sesin benden çok çıkıyor, ONE MİNÜTE. ERDOĞAN
- Sen Refah partisine oy vermezsen hiçbir ibadetin kabul olmaz ERBAKAN
- BAY BAY KEMAL, 14 Mayısta bu millet seni mezara gömecek ERDOĞAN
- BAY BAY KEMAL SENİN ARKADAŞIN KANDİL .ERDOĞIAN
- CHP’YE OY VERENLERE Allah sabır versin…ERDOĞAN
- Hakikat güneşi balçıkla çamurla kırk dereden su getirerek örtülmez ERDOĞAN
- İnşallah 14 mayıs ta bu maskeli baloya hep beraber son vereceğiz..ERDOĞAN
Nasıl ama sizi mazideki siyasette ücretsiz tura çıkarttım… Sizler için ter içinde kaldım yine de kıymetimi bilmezsiniz…
Neyse her daim yazdığım gibi siyaset bir bataklıktır. O bataklığa bir ayağını kaptırdın mı tüm bedenin gömülür…
GOMEZ DAVİLE ne güzel söylemiş. “seçim kampanyaları iğrençtir..” Franklin ROOSVELT, “POLİTİKADA HİÇ BİR ŞEY KAZAYLA OLMAZ, PLANLLANMIŞ TOR..Demiş …Planlayacaksın ama pilav yemeyeceksin…
*
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİJ YER
“Bireysel silahsızlanma günü kutlanıyor”
BY: AJANSLAR
Bizden not: Ülkemizde yanlış anlaşıldı galiba
…………………………………
ÇÜŞ
11 ÜNİVERNSİTEMİZ DÜNYADA İLK 1000 DEYMİŞ. Eyi
Güzel be birader dünyada kaç üniversite var?
……………………………………..
BÜYÜTEÇ
EDREMİT ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ
Bir şeyler üretiyor ama, bir şeyler yapıyor olmalı.
Ne yapıyor ne satıyor, neden yaptıklarından bir kaçını sergilemiyor?
Kapalı kutu ile Meslek lisesi olur mu?
……………………………………………..
KULAĞINHIZDA KÜPE OLSUN
Bal yapmaz eşek arışı
ATASÖZÜ
**************
ORADAN BURADAN
Yukarıdaki siyasetçilerin gaflı maflı sözlerinin üzerine bir kaç tatlandırıcı gerekir. Onlara inat bir iki tane aklı başında söz ilave edeyim dedim.
Mesela kaşgarlı MAHMUT ne güzel söylemiş “ Zulüm avludan girince, adalet bacadan çıkar”.
Mesela Mevlana “Adalet kainatın ruhudur” DEMİŞ…
MİTOMANİ DİYE BİR HASTALIK VARDIR. Yalan söyleme hastalığı. Siyasetçiler arasında bu hastalığın olup olmadığı konusunda bir tama yapılsa. 100 SİYASETÇİDEN KAÇINDA BU VİRÜS vardır? Merak edeniniz yok mu yahu. Yalandan ölen var mı? Sallıyorlar bol keseden kartvizitlerine siyasetçi yazdırıyorlar…
Akşam başını yastığı huzurlu koyuyor musun diye soruyorlar. Nasıl huzurlu olayım ki. Yastığımın altı, ALTIN dolu. Çatır çutur sesler geliyor, birileri araklamasın diye uyuyamıyorum.
**************
EDREMİT
Ve Edremit’i Sevenler Derneği var mı bilemiyorum da şayet olmuş olsaydı ne gibi eylemler yaparlardı? Edremit’i Sevenler Derneği kurmak için hiçbir parti gönüllüsü, aşıklısı olmaması gerekir… Yoksa aşağı tükür sakal, yukarısı malum. Aşık nasıl olunur bilinenlerden kurulması gerekir.
Edremit’i sevenler elinizi kaldırın göreyim…
Her yanı güllük gülistanlık ilçeleri ulusal yayın eklerinde görünce ağlayasım geliyor. Edremit’te kaç dernek var bilen var mı? Kaçı Edremit için elini taşın altına sokuyor gören var mı? Nerede düğün dernek, kına, mına var orada boy göstermekle YAŞADIĞI bölgenin sahibi olamazlar…
"SAHİP OLMAK YA DA OLMAK"
Yıllar önce Kazdağları eteklerinde arkadaşlarla piknik yaptığımız bir hafta sonu, gözüme kendi doğal ortamlarında neş'e içinde açmış rengârenk Anemon Çiçekleri yani Dağ Lâleleri takıldı.
Jest olsun diye kalktım bir demet onlardan topladım ve kız arkadaşıma sundum.
O, bu jestime karşılık olarak kafasını bile kaldırmadan, benimle göz teması kurmadan buruk ve donuk bir tebessümle teşekkür etti.
Beğenmedin mi? diye sorunca;
"Beğendim, hem de çok beğendim, hadi şimdi git onları kopardığın yere götür ve hepsini bir bir yerlerine tak" diye karşılık verdi.
Ne söylediğini, bana nasıl bir ders verdiğini çok iyi anlamıştım. Utancımdan yerin dibine girdim.
Elimde topladığım Anemonlara öylece bakakaldım. Sonra fark ettim ki, Anemonların hepsi birden gözlerini bana dikmiş "Neden bizi kopardın, neden bize sahip olmak adına bizi öldürüyorsun, buna hakkın var mı?" diye benden hesap soruyorlardı.
Yan tarafta akan derenin yanına usulca gittim, onlardan sessizce özür diledim. Bir daha böyle salakça, alçakça, bencilce şeyler yapmayacağına, her canlının yaşam hakkına saygı duyacağıma dair söz verip, onları Kazdağları'nın buz gibi sularına büyük bir vicdan azabıyla bırakıverdim.
Sonraları Erich Fromm'un "Sahip Olmak ya da Olmak" kitabını okuduğumda, hemen yaşadığım bu üzücü olay aklıma geldi. Öz olarak hemen hemen aynı şeyleri anlatıyordu Erich Fromm.
Varoluş biçiminin erdemini bu kitapta çok iyi tanımlıyordu yazar.
O günden sonra yaşam şeklimi, düşünce biçimimi tekrar gözden geçirip, tüm canlılara ve doğaya karşı tutum ve davranışlarımda daha duyarlı olmaya çalıştım.
Kendi yaşamımda da şunu gördüm ki;
Bir şeye sahip olmaktan ziyade, o şeyin güzelliğine, varlığına sevinmek, ona değer vermek ve yaşatmak, herkesin eşit şekilde fayda görebilmesini sağlayabilmek, paylaşabilmek, evrensel değerlere, adalete, vicdana inanmak ve saygı duymak, o kişiyi daha çok "İnsan" yapıyor ve mutlu ediyor.
Sonuçta; insanların savaşlarla birbirlerini yok etmedikleri, gelecek kaygılarının olmadığı, ekonomik, kültürel ve sosyal olarak dünya nimetlerinin doğaya zarar vermeden eşitçe paylaşıldığı, her canlının yaşam hakkına saygı duyup, hiçbir canlının şiddete maruz kalmadan özgürce, kardeşçe, dostça, sevgi dolu bir "Dünya"da yaşaması, herkesin esas beklentisi olmalıdır diye düşünüyorum...