Makam ve Mevki Dağıtımı
Eğer dünyadaki makam ve mevkilerin dağıtımı marifete (liyakat ve eğitim) göre olsaydı,
Allah hakkı için dünya beyliği benim olurdu.
Efendi, eğer cahilsen hiç tasa çekme,
bu devir seni en kısa zamanda ya bey eder ya paşa
Bu kadar cahilliklerine rağmen, bir de ihtiyaçlarını anlatmıyorlar mı?
Allah korusun bunlar adamı zorla dinden çıkarır, kâfir ederler…
Arada hüner sahibi (ehil) biri çıksa,
hepsi bütün güçleriyle ona düşmanlık ederler
Bütün dünya makamları ALÇAK KİŞİLERE veriliyor,
Eğer yüce Kâbe, bu duruma bir parçacık vakıf olmasaydı, yas elbisesi giymezdi…
Bu (atlaya atlaya yazdığım) satırların sahibi Gelibolulu Mustafa Âli… Kanuni öldüğünde 25 yaşındadır. Sonra sırasıyla II. Selim, II. Murat ve III. Mehmet’in padişahlıklarına tanık olur… Yani 1600 yılında 59 yaşında öldüğünde, 4 padişahın yönetimine tanık olmuş bir kişidir… Gelibolulu, “Liyakatin hiçe sayılmasından, ehil olmayanlara, kara cahil olanlara” makam ve mevki dağıtılmasından şikâyet ettiği bu şiirinde, neler demiyor neler:
“Şimdi, ben filanın oğlunun yakınıyım diyenin, kimisi süt nine, kimisi dadı, kimisi lala oldu”
"Bilimin defteri dürüldü, haberleri yok. Çünkü bütün mevkiler bilgisizlere verildi..."
Gelibolulu öyle çaresiz kalmış ki, "Gelin dua edelim de Allah bunlara insaf versin, cehennem korkusu versin" bile diyor...
Bu arada o dönem lala dediğiniz danışmanlar arasında çok önemli makamlara gelenler, vezir ve hatta sadrazam olanlar bile var. O süt nine/dadıların eşleri, oğulları da hep önemli makamlara gelmiş, büyük servet sahibi olmuşlardır. Mesela Abdülhamit’in sütkardeşi, esvapçı başı olarak Yıldız Sarayı’na çöreklenmiş, yakınlarına ve çıkar sağlayabileceği kimselere makam/mevki dağıtılmasında başrol oynamıştır.
Bu Müslümanlar “TORPİL, adam kayırma vs."nin KUL HAKKI olduğunu ne zaman öğrenecek merak ediyorum...
Bu devir, Gelibolulunun yaşadığı dönemdeki kadar ÇÜRÜMÜŞ görünüyor da ilgilenenlere duyurulur…
Konu açılmışken, aklıma Şeyhülislam (!) Cemalettin Efendi’nin oğlu Muhtar Bey geldi
Bu BEY, Kurban Bayramı selamlık alayının “Aman padişahım dinamitlenme tehlikesi var” diye Dolmabahçe Sarayı’nda yapılmasını engelliyor...
"Afferim oğlumuza” deniyor, Muhtar BEY, koskoca Şura-yı Devlet Mülkiye Reisliği’ne üye olarak atanıyor. Tabi bazı namuslu vatandaşlar “Bu ne iştir” diyorlar.
Şeyhülislamın oğlu, babasından aldığı YÜZ ile “Eee…” diyor “Ben gençliğimde sağlığım için Avrupa’ya gitmek istemiştim de izin verilmemişti, şimdi devlet bunu telafi ediyor…” der.
Osmanlı böyle yıkılmıştı… Ama dinlerini bile bilmeyen bu cahillerin tarih bilmesini de beklemiyoruz tabi.