Erdal Çayan
BİR SİSTEM BOZUCU KURUM OLARAK SİYASET..! (2)
Tarih : 2024.05.13  16:20:30

Milyonlarca insanın yaşadığı bir şehrin kaderini şehircilikten, yöneticilikten, planlamadan anlamayan birine teslim etmek, demokrasinin açığını istismar etmektir.

 

Diyeceksiniz ki bu insanları aday yapanda hata. Doğru zaten bu yüzden siyaset sistem bozucu bir kurum oluyor işte. Kendi partisinin ya da kişisel çıkarları için sistemi bozacak insanları yönetici yapabiliyor, imar afları çıkartabiliyor, şehir planlarını değiştirebiliyor, kanunlar çıkartıp düzenin alt üst olmasına neden olabiliyor.

 

Buraya kadar kafanızda “Ama batı ülkelerinde böyle olmuyor.” diye bir cümlenin dolaştığını biliyorum. İnanın Trump’ı ve Meloni’yi ülkenin başına getiren mekanizma orada da sorgulanıyor. Lakin bizim dertlerimiz biraz daha farklı ve çok.

 

Politize Eden, Ayrıştıran, Kutuplaştıran Siyaset

 

Türk siyasi hareketlerinin klasik bir taktiği vardır: Karşıtlık yarat, korku üret bu sayede taraftar topla. Siyasi tarihe bakarsanız her dönemde siyasilerin bir korkutma aracı bulduğunu görürsünüz. İrticacılar, Ticaniler, Nurcular, komünistler, Kürtçüler, ayrılıkçılar, laiklik düşmanları, batı uşakları, masonlar, terör, beka sorunu, din karşıtları…

 

Neyse ki gençler bu cinnet halinin değişeceği yönünde umut ışıkları yakıyor biraz.

 

SİSTEM BOZUCU JAMMER

 

Frekans bozucu jammer gibi, siyaset de iletişim, medeni ilişkiler, iyi hizmet ve kalitenin bozulmasına neden oluyor bu şekilde ama farkında değil.

 

Bu arada toplum olarak siyasetin istismarlarına son derece “hoşgörülü” olduğumuzu, istismara doğru meyyal olduğumuzu da söylemeden edemeyeceğim.

 

Ne yapmak gerekir?

 

Çözüm olarak siyaset kurumunu içeriden ya da muhalefet aracılığı ile değiştirmenin mümkün olduğu kanaatinde değilim. Çıkarları örtüştüğünde iktidar ve muhalefetin nasıl şevkle birleştiğini gördük geçmişte.

 

Devletten, belediyelerden, kurumlardan beslendiği sürece gerçek sivil toplum örgütü kurmanın, aydın olmanın da mümkün olmadığını unutmayalım.

 

Devletten çıkarı olmayan her aydın ve STK özgür ve güçlüdür her zaman.

 

Buna ek olarak medyanın benzer bir özgürlüğe kavuşması gerek. Ya muhalefet ya da iktidar medyası olmak zorundasınız diye açmaza girmiş sektörün bu kapandan çıkması gerek. Mevcut yapıların bunu yapabileceğini düşünmüyorum.

 

Sonuç:

Sonuç olarak siyasetin demokrasi için vazgeçilmez yanını reddedemeyiz. Ancak siyasi tarihimize bakarsak onun tek başına ülkeyi ve tüm toplumu yönetmesinin sonuçları pek de iyi olmadığı aşikar. Bu yüzden siyasetin denetlenmesi, demokratik usullerle yönlendirilmesi ve gücünün demokrasi içinde paylaştırılması gerekir.

 

Yoksa önümüzdeki dönemde iktidara CHP ya da başka bir parti geldiğinde filmi tekrar baştan aynı şekilde izleyeceğiz..

 

SAĞLICAKLA KALIN..

1085 kez okundu
Yazarn Dier Yazlar