ANIT AĞAÇ
Çevre Bakanlığı Türkiye’deki anıt ağaçlar içerikli bir albüm hazırlatmış. Sağa sola dağıtıyormuş. Hürriyet Gazetesine de bir tane hediye etmiş. FATİH ÇEKİRGE tam sayfa olarak yayınlamış. Tabii içeriğinin tamamı verilen sadece bir kaç anıt ağacın adı ve bulunduğu bölgeyi yazmış falan felan. Bu haberi okuyunca bizim buralardaki ANIT ağaçlar aklıma düştü. Kazdağları’nı Keloğlan’ın kafası gibi yapan ileri gelenlerin aklına nereden düştü de bu ANIT AĞAÇLAR içerikli bir albüm yaptılar şaştım doğrusu.
Bizim burada yani Edremit körfezinde kaç anıt ağaç var sayısını bilemem. Benim bildiğim ve çok üzerinde durduğum 4 ANIT AĞAÇ VAR. Edremit halkının yaz sezonunda sık sık çay içip temiz hava solumaya gittikleri KIZILKEÇİLİ mesela. Bu köyde Çay bahçesinde, köy camiinin bahçesinde ve aşağı tarafında yani Çay Kenarında olmak üzere 4 adet ANIT AĞAÇ mevcut. Her birinin gövdesinde adı, doğum tarihi yazılı plaka var. Bunların bakımları yapılmadığı için geçtiğimiz yıllarda yılmadan yazıp çizdiğim için eksik olmasın dönemin İLÇE TARIM Müdürü Hüseyin Acar elimden tuttu ve bu ağaçların bakımlarını gerçekleştirdi. Ama şimdilerde bakımları yapılıyor mu bilemem, lakin yapılmadığı kanısındayım. Acaba Çevre Bakanlığı’nın bu albümünde adları geçiyor mu? Edremit Orman İşletme Müdürlüğü bu albümden bir tane temin edebilir ve basına görme fırsatını sağlarsa yeşil dostu bizlere görme imkanı sağlayabilir tabii ilgilenirlerse…!
Yetkili ve etkilerde bu asırlar boyu ayakta duran bu ÇIRAN AĞAÇLARIN altında çay içmeye giderler. Hala aynı tas yani. Üstüne üstlük bu ASIRLIK ağaçların gövdelerine çivi ile reklam tabelaları asılmakta. ED-BEL Genel Müdürü BU BAHÇEYİ iyi ettiği dönemde bütün çivili tabelaları söktü ve çöpe attı. Şimdi yine gövdelerinde çivili tabelalar bulunmakta. Vicdanı olmayan her bir melaneti çakar. Çakar ama bu çakanları görmekte bu ağaçlardan sorumlu KAMU kurumlarının görevidir.
********
AHMET HAKAN
İki gün önceki yazısında Ramazan döneminde “tedbirler alınacak gibi elimde veriler yok ama bana öyle geliyor” diye düşmüş yazısını. Yahu böyle bir notu ortaokul talebesi de yazar be yahu. Hükümet zaten alınacak kararların biraz sert olacağını ve Salı günü açıklanacağını açığa vurmuştu. Yani belli ki bazı tedbirlerin kemerleri sıkılacak. Yazmak için yazmak buna derler. Sen dolarla mı maaş alıyorsun diye sorulan muhteremden. Yandaşların arasında en büyük ola bir gazetenin kaptanı.
********
ATATÜRK’E HAKARET
RTÜK beyzadeye 2 bin 672 şikayet gitmiş bu konuda… Bu şikayetlerin sadece 4 tanesi karara bağlanmış.
Atatürk kadar başlarına uzaydaki tüm gezegenler düşe inşallah. Atatürk sayesinde bugün gek gek geyirenlerin NANKÖRLÜKLERİ. Öte yandan 128 kuruş nerede diye bilboardlara asılan bildiriler Erdoğan’a hakaret diye toplatılıyor. Hakaret yok. Ama Atatürk’e ana avrat saydıranlar hakkında ne hikmetse dava açılmıyor. Rabbim çarpacak İNŞALLAH.
********
KÖPRÜLER YAPTIRDIM GELİP GEÇMEYE
Çeşmeler yaptırdım suyun içmeye diye bir türkü vardı. Çok hoşuma giden bir türküdür. Köprüler yaptılar ama parasını hiç kullanmayanlar da ödüyor. Benim bütün korkum, köylerde, ilçelerde bulunan Hayrat çeşmelerinden bile para isteyecekler. Yani Hayratı da para ile içirecekler…
Van’ın en ücra köşesinde yaşayan belki de denizi hiç görmemiş yurttaşımız bile bu köprü, yol ve tüplerin parasını ödüyor. İNSAF diyeceğim ama insafın kelime anlamını bilmedikleri için dememe gerek yok… 2020 yılında köprü garanti parası olarak 3 milyar 350 milyon bu gariban vatandaşların cebinde çıkmış çıkmaya devam edecek. Benim milletim benim canlarım haa geç bi kalem..!
********
YANDAŞ
Yazılı basın halkın tercihine kalmış bir çeşitleme. Kaç ULUSAL YAYIN ORGANI VAR geçtim sayısını ama halkın doğru haber alma özgünlüğü bir iki gazetenin inhisarına bırakılamaz. Mesela Hürriyet gazetesi, Bir iki köşe yazısı imtiyazlı bu köşe yazarları istedikleri an Bakan, Meclis Başkanı Ve cumhurbaşkanı İLETİŞİM başkanlığına bir telefon kadar yakınlar. Abdülkadir Selvi mesela, her yazısında Hükümetin alacağı karar ya da yapacağı açıklamaları bir gün önceden yazabiliyor. Dün FATİH çekirge, Çavuşoğlu İLE GÖRÜŞTÜM, şöyle böyle dedi diye güncel bir konuda bilgi alıp yazabiliyor. Temeli UÇAK yolculukları ile başlamıştı bu iş. Cumhurbaşkanı yurt dışı Hal böyle olunca bu yandaş ünvanlı gazete yazarlarından bazıları ATATÜRK’E DE HAKARET YAZILARI yazabiliyorlar. İstedikleri muhalif siyasetçilere de saydırabiliyorlar… Bir ülke benden, senden olarak iki parçaya bölünmüş durumda ondan ötürü ben “BENİM MİLLETİM, BENİM VATANDAŞIM” tanımını tutmuyorum… Benim milletim denmesi yerine bana oy verenler dense daha doğru olur. Yani…
*********
KADINA ŞİDDET TAM GAZ
Mübarek çay molası bile vermiyor. Dün akşam ana haber bülteninde sokakta yanında 5 yaşındaki kızı olan kadın kocası tarafında sokakta öldüresiye dövüldü. Kadına şiddetin olmadığı bir gün yok. Boş geçmiyor yani… Acilen Türk Ceza Kanunu hukuku bilenler tarafından baştan aşağı yeniden yazılmalı.
*********
UYUŞTURUCU
Polisimiz canla başla uyuşturucu ile mücadele veriyor. Her gün bir baskın, her gün yakalanan onlarca çeşit çeşit uyuşturucu… Gümrükler ve sınırlar raptı zapta alınmadıkça bu uyuşturucu ile mücadele yeterli olmuyor. Nereden, nasıl, kimler tarafından ülkeye sokuluyor yani suyun başı bulunmadıkça bu zahmetler boşuna… Olan polisimize, jandarmamıza oluyor…
Nasıl giriyor… Bütün çare bu sorunun içinde !
***********
YANDAŞ BİR KÖŞE YAZARI DAHA
Ara sıra bu beyzadenin yazılarından alıntı yapmaktayım. Yine Hürriyet gazetesi Köşe yazarı FUAT BOL.
Dünkü yazasının girişi aynen şöyleydi:
“FETÖ uluslararası bir casusluk şebekesidir. Amerika başta Türkiye olmak üzere topyekun İslam alemini ve mazlum milletleri madde ve manalarıyla Batıya Hristiyanlığa peşkeş çekmektir.” DİYE YAZMIŞ VE YAZISININ SON PARAGRAFINDA “Her kurum ve kuruluşun bu yapıyla kararlı bir şekilde mücadele etmesi etmesi şarttır. Çünkü her kurum ve kuruluşta varlar ve sinmiş haldeler” diye noktalamış yazısını.
FETÖ başının eteklerini öpenleri neden yazmıyorsun? ee yazar Kardeşi Fetö’den tutuklu olan biri bakan nasıl yapılabiliniyor. Son günlerde Askeri okullara girişte yapılan değişikliği de yazsaydın aa monşer..!
**********
ÇÜŞ
Görevden alınan İMAM PROF. Şimdi de GORONA’ya yakalanmış… Allah’ın sopası yok ama GORNONA’nın balyozu var.
…………………………………
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Sular ısınıyor”
By: Karadeniz’in suları için basında çıkan haber başlığı
Bizden not: Suya bile rahat vermiyor insanoğlu. Kendi ısıttığı suda boğuluyor zaman zaman. Yıllardır birine kızdığımız zaman “senin suyun ısınıyor” deriz… Yani İMAMIN yıkama zamanı gelmiyor anlamında.
Kendi eden bulur Mevla’sını.
………………………………….
BÜYÜTEÇ
Edremit’te, kaç esnaf kepenk kapattı, kaç yüz kişi işsiz
kaldı sorup duruyoruz ama karşımızda muhatap yok.
Ne kadar sahipsiz bir ilçeyiz anlamak mümkün değil.
…………………………………………….
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Balık baştan kokar
ATASÖZÜ