Ülkemizdeki asgari ücretlinin durumunu değerlendiren Başkan Önal “En düşük asgari ücretle çalışan kardeşimiz bizim dönemimizde 42 tane mutfak tüpü alabiliyordu. Bugün ise asgari ücret parasıyla sadece 17 tane tüp alınabiliyor” şeklinde konuştu.

Belediyecilik konusuna değinen Önal “Belediyecilik gerçekten milli görüşün işi. Ne AK Parti, ne de CHP yerel yönetim noktasında bir başarı gösterememişlerdir” dedi. 

Gazetemiz Editörü Uğur Tarıman ve S. Yazı İşleri Müdürü K.Ceren Yıldırım, uzun soluklu bir röportaj ile Saadet Partisi ilçe Başkanı Mehmet Önal’ın görüşlerine yer verdi. İşte Başkan Önal ile yaptığımız röportaj: 

Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Mehmet Önal, evliyim 3 çocuk babasıyım. 2013 yılının son aylarından itibaren 2 Dönemdir Edremit’te ilçe başkanlığı görevini yerine getirmekteyim. Daha önce de milli görüşü temsil eden Saadet Partimizden Manisa Demirci İlçe Başkanlığı, 2007 seçimlerinde de Milletvekili adayı olarak partimizde görev yaptık. Şuanda da Edremit’teki kardeşlerimizin görevlendirmesiyle bu görevi yerini getirmeye çalışıyoruz. Siyasi yönümüz bu şekilde. Bazı insanlar siyasetle uğraşanlar mal varlığını çok merak ederler. Bizim sektörümüz de akaryakıt. Aynı zamanda otomotiv sektörüyle de bir takım faaliyetlerimiz var. Öncelikli olarak kıymetli zamanlarınızı ayırdığınız için sizlere teşekkür ediyorum. İnşallah yapacağımız bu röportaj öncelikle olarak, Edremit’imiz için, Körfezimiz için, Balıkesir’imiz için, ülkemiz için ve tüm insanlık alemi için hayırlara vesile olur. Saadet Partisi’ni insanların tanıması lazım. Milli görüşün kökü İnsanlık tarihi ile başlar. Milli görüş hakka dayalı bir yönetim anlayışının siyasi olarak tezahür etmesi için kurulmuş bir anlayıştır. Amaç, ahlakla maneviyat ölçüleri içerisinde yaşanabilir bir Türkiye, yeniden söz sahibi büyük bir Türkiye ve yeni bir dünya düzenin kurulması için haksızlığın, savaşların, zulümlerin olmadığı. Birkaç gün önce Afganistan’da cereyan eden feci katliamı kınıyoruz, Amerika’yı lanetliyoruz. 14 yaşından küçük 100’ün üzerinde masum evladımızı katlettiler.  Bir rivayete göre 121 tane hafız evladımız şehit oldu.  Maalesef üzülüyoruz. Bunları niçin ifade ediyorum? Milli görüşün 1969’dan beri hiçbir terör olayının içinde olmamıştır.  Siyonizmin oluşturmak istediği iki cephenin birisi olmamıştır, her zaman Hakkı savunmuştur. Her zaman bu ülkemizdeki  ve dünyada yaşayan insanların, huzurunu, saadetini ve bolluk bereket içinde yaşaması için ne gerekiyorsa milli görüş hareketi hep bunları gerçekleştirmiştir.

Edremit’te teşkilat olarak ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Edremit Saadet Partisi olarak haftalık yönetim kurulu toplantımızı Salı günü yatsı namazına müteakiben camiyi ve namaz vakitlerini baz alarak yapıyoruz. En az 20 kişinin katılımı ile toplantımızı yapıyoruz. 1 hafta içerisinde birim faaliyetlerimizin değerlendirmesini yapıyoruz. Edremit’te yapılan çalışmaları bizlere aktarıyorlar, biz de her ayın son haftasında öncelikli olarak ilçe divan toplantımızı yapıyoruz. Mahallelerden gelen mahalle temsilcilerimizle gerekli çalışmayı yaptıktan sonra ilçemiz ve bölgemizdeki sorunları İl bünyesindeki il divan toplantısına taşıyoruz. İl Başkanımız da ayın son günü genel başkanımızın kontrolünde il başkanları ve il müfettişleri toplantısında en alt birimdeki bir kardeşimizin çalışması bu şekilde genel başkanımıza iletiliyor.

Seçim sürecine girdik. Ne tarz çalışmalarınız var?

Son 3 hafta içerisinde medya ziyaretlerimiz oldu, Kaymakamımızı, Daire Amirlerimizi ve siyasi partilerimizi ziyaret ettik.

Ziyaretlerden başka?

Bütün kardeşlerimiz bireysel olarak faaliyetlerde bulunuyor. Esnaf ve kahvehane ziyaretlerimiz oluyor.  Halkımızın sorunlarını dinliyoruz. Gerçekten toplumda çok büyük sorunlar yaşanıyor. Genel olarak merkezi iktidarı ilgilendiren sorunlardan başka yerel anlamda da çok büyük sorunlar var. Kamil Başkanımıza da sorunların olduğunu söyledik o da itiraf etti. Kamil bey Başkan olduktan sonra Edremit, Güre, Akçay ve Altınoluk’ta  kısacası Edremit Belediye Başkanlığının sorumluluk bölgesindeki her yerde yol sorunlarından, altyapı, kanalizasyon ve arıtma sorununa kadar bütün sorunları fotoğraflayarak, 2 dosya halinde Başkan Saka’ya teslim ettik.

Yüzde kaçı çözümlendi?

Birçoğu çözümlenme noktasında gayret edildi ama şunu net olarak ifade ediyorum Belediyecilik gerçekten milli görüşün işi. Ne AK Parti, ne de CHP yerel yönetim noktasında bir başarı gösterememişlerdir.  İşte bir CHP zihniyeti. İstanbul’u biz neden aldık? Nasıl aldık? Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkan adayımızdı o dönem. Hatırlarsınız Eminönü’nde, Maltepe’de birçok yerlerde belediye başkanlarının en önemli sorunları olmasına rağmen çöpleri toparlayamadılar, yolsuzluklar oldu, İstanbul’da çeşmelerden kanalizasyonla karışık pislik akıyordu.  İşte Milli görüş belediyeciliği Erbakan hocam, tabi bu Tayyip beyin başarısı değildir. Bunu özellikle vurguluyorum: Eğer Tayyip beyin başarısı olsaydı şu 16 yıllık süre boşu boşuna geçmezdi. Oradaki başarı Allah kabrini cennet etsin, rahmetle anıyoruz Erbakan hocamızın başarısıdır. Dedi ki “Tayyip bey şimdi ne var? En öncelikli sorun çöp dağlarının kaldırılması, belediye personeli görevini yapmıyorsa, Refah partili arkadaşlarını davet edeceksin, bu çöpler 1 hafta içinde kalkacak” dedi ve kalktı. İstanbul’daki o çöp dağları bir hafta içinde hatta belediye personelinin içerisinde boykot yapıp karara uymayanlar olmasına rağmen bizzat Refah Partili kardeşlerimiz kendi kamyon ve iş makinalarını götürerek İstanbul’un sokaklarını temizlediler. Niçin? Bizi temsil eden bir belediye başkanı mahçup olmasın diye. Istıranca derelerinin ıslahını yapan, birçok gölet ve barajların ıslah edilerek içme suyu halinde İstanbul’a getirilmesini Erbakan hocamız Tayyip beye talimat vererek yaptırmıştır.  Milli görüş belediyeciliği geçekten önemlidir. Şimdi biz İlçemizde Kaymakamımıza ve Belediye Başkanımıza sorunlarımızı iletiyoruz. Bizzat ilgilenerek çözümlenme noktasında gerekeni yaptılar. Biz, Edremit’imizde yaşayan tüm insanlarımız tertemiz bir şehirde yaşasın,  sorunlarla mücadele etmesin istiyoruz, zaten insanların yeterince sorunu var, toplum sıkıntılı. Bir takım insanlar ekonomik sıkıntı bir takımı da ahlaki sıkıntı içinde.

Başkanım bu kadar milli değerlerimize sahip çıkarak önem veriyorsunuz. Buna rağmen Halkımızın Saadet Partisi’ne ilgisi neden az? Seçimlerde Saadet Partisi neden yeterli oyu alamıyor?

Dünyayı yöneten bir güç var. Bugün kendi sisteminin ve kendi çarkının dönmesi için gerekli olan siyasi partiyi iş başına getiriyor. Bu çok önemli bir konu. Şu anda biz Milli görüşün yapmış olduğu hizmetleri sıralamaya kalksak röportaj 1 kaç hafta sürer. Hemen 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan önce İnönü zamanında bir defa Kıbrıs’a müdahale için Demirel zamanında gemiler yüklendi. Birleşmiş Milletler müsaade etmediği için gemiler tekrar boşaltıldı. Ama milli görüş döneminde Kıbrıs Barış harekatı gerçekleştirildi. Bunun yanı sıra 250’ye yakın birçok büyük fabrikanın temeli atıldı ve faaliyete sokuldu. Bugün satılığa çıkarılan şeker fabrikaların birçoğu Erbakan hocamızın bu memlekete hediyesidir. Seka kağıt fabrikası, bugün hükümetin gurur duyduğu ASELSAN Erbakan hocamızın projesi ve temelini atmış olduğu tesistir, bugün kimsesiz uçaklar ve roketler yapılıyor ve savaş aletleri üreten bir tesis halinde. Kimin sayesinde?  Erbakan hocamızın sayesinde. Şimdi bir de ne diyor? Faizsiz bir ekonomi.  Dünyayı yöneten güçler bu ülkeyi faizle sömürüyor.  2018 bütçesinde 72 milyar lira faiz ödemesi var. Yahudi faizsiz bir ekonomi ister mi? Milli görüş geldiği zaman bu ülkeyi sömüremeyecek. Onun için benim tekerime ve düzenime çomak sokacak bir iktidar iş başına gelmesin diyor.  Bunun için milli görüşün dışındaki bütün siyasi partileri, medyayı kullanarak popülerize ediyor. Ama milli görüşü 1994-1995 emeklilere soruyoruz Allah razı olsun, en büyük zammı Erbakan hoca zamanında aldık diyorlar.

16 Yıldır İktidarda olan bir parti var.   Sizin anlattıklarınıza göre toplumun çoğu kesiminin iktidardan bir rahatsızlığı varsa, peki  bu oylar nereden geliyor?

Birincisi ifade ettiğin meseleler, yani dünyayı yöneten güçler. AKP bizim düzenimizi bozmuyor diyor. Türkiye’de demokrasi yok, demokratör var. Türkiye’deki medya kuruluşların hepsi AK Parti’nin ağzı oldu.

Sadece medya mı yönetiyor?

Birinci güç medyadır. Bir hafta Saadet Partisi’nden bahsetti şu anda Saadet Partisi yüzde 10 oy dilimlerinde. Yüzde 1’in altındaydık.

Siz medyayı yönetemediğinizi mi düşünüyorsunuz?

Biz medyaya müdahale eden bir siyasi anlayış değiliz. Medya görevini yapmalı diyoruz. Medya bütün siyasi partilere adaletli ve eşit davranmalı.

Bir de şöyle bir olay var. Geçen gün hasbelkader Trabzon CHP Milletvekili Haluk Pekşen’i dinlemek zorunda kaldım. Zaten bütün insanları dinlememiz, bu ülke ve insanlık için faydalı olanları almamız lazım. Ne dedi? Bu AKP mezarlıklara da sandık koyması lazım. Neden dedi? Diyor ki bu insanlardan  2 milyon 537 bin mezarlıktaki ölüyü seçmen yapmışlar ve oy kullandırmışlar. Onun için diyor ki mezarlığa da sandık koymaları lazım. Daha da ileri gidiyor Benim anneannemin annesini mezarlıktan kaldırıp oy kullandırmışlar diyor. Bu bilinen mezarlıkta yazılmış seçmen, bir de hayali olarak yazılmış seçmen var. Onun ne kadar olduğunu bilmiyorum diyor. Buradan Ülkenin Cumhurbaşkanına, Başbakanına, İçişleri Bakanına, parlamentodaki AKP’li milletvekili kardeşlerime sesleniyorum, Bu doğruysa niçin müdahale etmiyorsunuz, yanlışsa beni susturun diyor. Bir kişi çıkıp da cevap veremiyor. Bunu niçin söylüyorum az önce sorduğunuz sorunun içeresinde bunun da cevabı var aslında. AK Parti’de bizim içimizden çıkan, bizimle geçmişte beraber yürüyen arkadaşlarımızdan olduğu için her ne kadar milli görüş gömleğini çıkardık, her ne kadar biz milli görüşçü değiliz deseler de insanlar Erbakan hocalarımızın başarılarını bunlara mal ettiler. Bu sebepten dolayı AKP’nin popüleritesi var. Bir de algı yönetimini, toplumu aldatmayı çok iyi beceriyorlar. Cumhurbaşkanı çıkıyor ve IMF’ye bizim bir kuruş borcumuz yok diyor. Bizim Türkiye’de yaşayan seçmenimizin kafasında da Türkiye’nin borcu sadece IMF’ye var olgusu oluşuyor. Türkiye’nin şu anda 899 milyar lira devletin iç ve dış borcu var. Bizim yapmış olduğumuz çalışmaları AK Parti yapamaz. Her ay düzenli olarak genel merkezimiz ekonomik işler başkanlığı, Türkiye’nin iç ve dış borcu ne kadar,1 ayda ne kadar artmış, işsizlik ne kadar? Ne kadar genç nüfusumuz işsiz, bu işsizlikten insanlarımız ne kadar etkileniyor, anne babalar evlatlarına ekmek peynir alabiliyor mu? Bunların hepsinin çalışmasını  Genel merkez ekonomi işler başkanlığı her ay raporlar yayınlıyor. Gayri safi milli hasıla, aylık büyüme, aylık borçlanma her ay bizim yaptığımız çalışmaları iktidar partisi yapmıyordur. Biz bu ülkenin ızdırabını çekiyoruz. Biz bu ülkede yaşayan asgari ücretlinin akşam evine giderken ekmeği zor götüren, evladına bir kilo şeftali alamayan babanın ızdırabını çeken bir anlayıştayız. Onun için 1996-1997’de Erbakan hocamız 54. hükümette insanca nasıl yaşanılır, o yaşayabilecek ücreti bizim çalışan insanlarımıza vermiştir ve insanca yaşamanın ne demek olduğunu göstermiştir. Maalesef bugünkü iktidar çok özür dileyerek söylüyorum tuvalet parası hesabı yapıyor.  Biz bu ülkedeki insanlar nasıl huzur ve barış içerisinde, bolluk ve bereket içerisinde yaşaması için ne kadar ücret verebiliriz hesabı yapıyoruz.  En düşük asgari ücretle çalışan kardeşimiz bizim dönemimizde 42 tane mutfak tüpü alabiliyordu. Bugün ise asgari ücret parasıyla sadece 17 tane tüp alınabiliyor. Bu AKP iktidarı asgari ücretle çalışan kardeşimizin 20 tane tüpünü aldı.

Edremit’te bu ekonomik konu açılmışken bir araştırmanız yapıldı mı? Kaç esnaf kepenk kapattı kaçının çeki senedi dönüyor, kaçı zor durumda?

Tabi rakamsal olarak bilmiyorum ama Türkiye genelinde mevcut esnaf sayısının yüzde 10 kadarı zarar ettiği için kepenk kapatmış. Yüzde 40 çekini ödeyemiyor.  Devamlı krediyle kendi işini kurtarmaya çalışıyor. Şimdi gerçekten çok acayip bir durum var. Bu faiz belasının bulaşmadığı insan kalmadı. Devlet nasıl borçlanarak ayakta kalıyorsa, aynı politikayı milletin üzerinde de oynadılar.  Bakıyorsunuz adamın malzemeleriyle birlikte mekanı ve iş hacmi 50 bin lira, ancak 250 bin lira kredi kullanıyor. Bu 250 bin liralık krediyi nasıl ödeyebilir? Aynı şekilde yerel yönetimlerde de bu böyle.  Gaziantep Büyükşehir Belediyesi SOS veriyor. Batmak üzere. Şu anda bize Konya’yı 2 trilyon parayla bıraktık, belediye başkanı Mustafa Özkafa belediye başkanıyken Konya Büyükşehir Belediyesi’nin kasasında 2 trilyon lira para vardı. Bugün Konya Belediyesi dünyadaki en çok borçlu belediyelerinden bir tanesi Bursa ona keza, Balıkesir de ona keza. Bir de şöyle bir gariplik yaşadık; belediyeler borç batağında, bir takım yolsuzluklar konuşuluyor onları bilemeyiz çünkü görmedik hukuki olarak tespit edilmedi ama konuşulan bir çok yolsuzluklar var. Bu yolsuzlukların olduğunu veya olmadığını farz edersek koskoca yüzbinlerce insanın oy verdiği belediye başkanlığını hak etmiş insanlar bir kişinin dudağının arasındaki ifade ile maalesef ve maalesef bu ülkede istifa ettiriliyor. Yani böyle bir siyaset, böyle bir anlayış olamaz. Biz bu ülkede demokrasiden ve insan haklarından bahsedebilir miyiz? Balıkesir öyle, Ankara Büyükşehir belediyesi öyle,  İstanbul Büyükşehir Belediyesi öyle. Peki kardeşim bu belediye başkanları yolsuzluk yaptıysa, usulsüzlük yaptıysa onları ne için yargılamıyorsun? Eğer yapmadılarsa o belediye başkanları, ‘ben yüzlerce yüzbinlerce insanın oyuyla seçilmiş bir belediye başkanıyım, ben senin talimatınla ve emrinle istifa etmiyorum’ neden diyemiyorlar? Doğru mu? Şimdi ben burada ilçe başkanıyım genel merkez dese  ki; “Mehmet Önal senin istifanı istiyorum”. Ben derim ki, ben niye istifa edeyim? Niye etmeliyim? Ben istifamı gerektiren bir yolsuzluk yaptıysam, yanlışlık yaptıysam, buradaki yönetim kurulundaki arkadaşlarımıza bir hakaret de bulunduysam bir usulsüzlükte bulunduysam, haklarını gasp ettiysem beni yargılayın ondan sonra cezamı verin ben de cezama razıyım derim ama yapmadıysam beni niçin görevden almak istemiş olduğunuzu haklı bir şekilde gerekçesini ortaya koyun demem gerekmez mi? Yazıktır günahtır. Bu ülkede hukuk sistemine ülkemizde yaşayan 80 milyonun 8x8=64 milyonu bu hukuk sisteminin adaletli olduğuna güvenmiyorum diyor. Böyle bir ülke olabilir mi? Bu AKP döneminde ne Türkiye’nin Devlet otoritesine, ne hukuka güven kaldı, ne askeri otorite kaldı. Erbakan Hocamızın mekanı cennet olsun o kadar generallerin, paşaların hakaretlerine rağmen hiçbir zaman bir nokta kadar ağır biz söz söylememiştir. ‘Ordu bizim göz bebeğimizdir, ordudaki görev yapanlar bizim evladımızdır, gerektiği zaman dış mihraplara karşı ülkemizi en güzel şekilde koruyacak kadrolar bizim ordumuzdadır’ derdi.

Devamlı bu akaryakıta gelen zamların hali ne olacak?

 Çılgın! Sayın Recep Tayyip Erdoğan bizi Avrupa ile mukayese ediyor. Ben hep şu örneği veririm; Komşumuzun tesisatında bir kaçak olsa bizim evden çıkıyor bazen, ne hikmetse Suriye’de petrol var, İran da petrol var Irak’ta petrol var, bizim sınıra geldiği zaman ise bıçakla kesilmiş gibi petrol yok. Böyle bir şey olur mu? Nasıl bir yönetim anlayışıdır bu? Oysa ki bizim topraklarımızda da akaryakıt petrol var, maalesef ve maalesef güdümlü bir yönetim olduğu için tabi ki petrolün haricinde yani bir çok alanda bir çok değerlerimiz var. Bilge başkanımız Temel Karamollaoğlu çok güzel anlattı bunları ‘Türkiye’deki yer altı zenginlikleri, dünyanın en zengin boraks yatakları bizde, uranyum yatakları bizde, bor bizde. Hatta fındık yüzde 70 bizde üretiliyor. Ama fındık borsası Almanya’da kuruluyor. Böyle bir saçmalık olur mu? Almanya’da fındık üretimi de yok. Maalesef biz bunları hep söylüyoruz sorunlar çok, bugün tarımı bitirdiler, hayvancılığı bitirdiler, şeker fabrikaları kapatılıyor. Şeker fabrikaları ki en önemli konularımızdan bir tanesi.

Edremit’te kayıtlı kaç üyeniz var?

Edremit’te yaklaşık 325 civarında üyemiz var.

Bunu normal görüyor musunuz?

Tabi ki normal değil. Teşkilat olarak gerekli çalışma noktasında zayıfız. Üye kayıt çalışması yapmamız lazım.   Temsil noktasında iyiyiz, yönetim kadromuz iyi ama sahaya inip te tabiri caizse zeytinlerin dallarını kesmiyoruz, dibini çapalamıyoruz. Bunu yaparsak üye sayımız da artar. İnşallah daha iyi olacağız.

Belediye Başkanlığında ittifak olmazsa, aday çıkartacak mısınız?

Tabi ki, biz Allah nasip ederse yerel yönetime dönecek olursak önümüzdeki seçimlerde Edremit’in en kaliteli adayını biz çıkartacağız ve Edremit’te Belediye’yi alacağız, insanlara Belediyecilik nasıl yapılırmış göstereceğiz. Adaylarımız var.

Edremit’te beldeler kapanınca CHP ağırlıklı oy potansiyeli var. Kıyı mahallelerde oy potansiyeliniz nasıl?

Bizlere oylar CHP’den gelecek. Bir çok CHP’li kardeşlerimiz bizlere oy vereceğini ifade ediyorlar. Kendi genel başkanlarını bıraktıklarını söyleyenler var. Önümüzdeki seçimlerin parlayan yıldızı Saadet Partisi olacak.

Barajı aşabilecek misiniz?

Barajı aşamamak gibi bir sorunumuz yok. Mutlaka aşacağız. AKP’ye giden oyların da bir çoğunu alacağız. Bugün Türkiye’nin birçok il ve ilçelerinde partimize geçişler başladı. AKP’yi ayakta tutan unsurlardan bir tanesi de tehdit. Şu anda AK Parti’li olup da, AK Parti’ye oy veremeyeceğini söyleyen yüzlerce arkadaşımız var. Ama bunu dillendirmek istemiyorlar. Çünkü Reisin kininden korkuyor.

Son zamanlarda Atatürk düşmanlığı konusunda ne diyorsunuz?

Biz geçmişimizde bu ülkeye hizmet etmiş bütün Atalarımızı ve büyüklerimizi rahmetle anarız. Atatürk de bu ülkeye hizmet etmiş bir devlet adamıdır. Her zaman saygıyla anıyoruz.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz.

Ben teşekkür ediyor, hayırlı olmasını diliyoruz.